Dünyada jeopolitik risklerin arttığı dönemlerde yatırımcıların kafasında aynı soru belirir: “Bu gelişmeler portföyümü nasıl etkiler?” 2025 yılı itibarıyla İran ve İsrail arasındaki tansiyon, uzun süredir devam eden bir gerilimin sıcak çatışmaya dönüşmesiyle finansal piyasaların merkezine oturdu. Özellikle ABD’nin doğrudan İran hedeflerini bombalaması, bu krizi yalnızca bölgesel değil, küresel bir risk unsuru hâline getirdi.
Bu yazıda, jeopolitik çatışmaların piyasalar üzerindeki etkilerini, yatırımcıların bu gibi dönemlerde nasıl konumlanmaları gerektiğini ve önümüzdeki süreçte olası senaryoları objektif bir bakışla ele alıyoruz.
Kriz anlarında ilk tepkiyi veren varlıklar genellikle güvenli limanlar olur. Altın fiyatları, Orta Doğu’da savaş riskinin artmasıyla birlikte hızla yükselerek son yılların zirvesine ulaştı. Bu durum yatırımcıların dolar cinsinden rezervlerini güvence altına alma eğiliminden kaynaklanıyor.
Petrol fiyatları ise arz riskinin gündeme gelmesiyle yükseldi. İran’ın Hürmüz Boğazı üzerindeki kontrolü ve olası deniz trafiği kesintileri, petrolün küresel arzında daralma beklentisini tetikledi.
Hisse senedi piyasaları, özellikle savaşın bölge dışına sıçrama ihtimaliyle baskı altında. Savunma sanayii hisseleri görece pozitif ayrışsa da, gelişmekte olan ülkelerdeki borsalar ve teknoloji hisselerinde volatilite yükseldi.
Kripto paralar tarafında ise iki yönlü bir hareket dikkat çekiyor:
ABD’nin doğrudan savaşa müdahil olması, doların kısa vadeli güçlenmesine yol açtı. Çünkü yatırımcılar riskten kaçarken, rezerv para birimi olan dolara yöneliyor. Ancak faizlerin yüksek seviyelerde kalması ve savaş harcamalarının artması, orta-uzun vadede ABD ekonomisi için yeni bir borçlanma baskısı yaratabilir.
Bu da tahvil piyasalarında risk primlerinin artmasına neden oluyor. ABD 10 yıllık tahvilleri son gelişmelerle birlikte yeniden yatırımcıların radarına girmiş durumda.
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için bu tür çatışmaların etkisi iki yönlü:
Ancak burada kritik olan nokta, merkez bankalarının tepkisi, siyasi istikrar ve yatırımcılara verilen makroekonomik güven olacaktır.
Kriz dönemleri risk değil, aynı zamanda fırsat dönemleridir. Ancak bu fırsatlar, yalnızca bilgili ve stratejik düşünen yatırımcıların lehine çalışır. İşte bazı temel prensipler:
Jeopolitik krizler, finansal piyasalarda yön bulmayı zorlaştırabilir. Ancak doğru bilgiye sahipseniz, bu belirsizlikleri fırsatlara dönüştürme şansınız artar.
📉 Şu anda %35 indirimle satışta olan "0'dan Zirveye: Yatırım Yolculuğu" eğitimim, tam da bu amaçla hazırlandı. Finansal okuryazarlığınızı geliştirmek, teknik analizden portföy yönetimine kadar tüm süreçleri adım adım öğrenmek için bu fırsatı kaçırmayın.